Türkiye ekonomiyi konuşmaya devam ediyor. Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin bu haftaki konukları TOBB Başkan Yardımcısı, İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Tamer Kıran, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin ile Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şahin Balcıoğlu’ydu.

Elbette yine bölgelerine ve alanlarına özel konuları konuşarak nabzı yokladık. Ama en ilginç çıkış Antakya’dan geldi. Türkiye’de son zamanlarda çok fazla konuşulmasa da, bilhassa son belediye seçimlerine dahi damga vurmuş ana konulardan biri tekrar gündeme geldi. Suriyeliler...

Buraya geliş nedenlerinden sonra yaşananlara kadar bir dizi tartışmanın olduğu bir başlık aslında. Ama bir gerçek var ki buradalar... İşte tam bu noktada Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin’in söyledikleri çok kıymetli ve üzerinde düşünülmesi gereken nitelikteydi.

Halen göç kıvamında tartışılan bu başlığın entegrasyon boyutunda tartışılma zamanı geldiğine dikkat çeken Çinçin, ‘Kim ne derse desin gündem bu” dedi. Bu alanda ciddi finansman ihtiyacı bulunduğunu hatırlatan ve Türkiye’nin bu başlıkla tek başına mücadele etmesinin de zorluğuna dikkat çeken Çinçin çarpıcı açıklamalar yaptı. Dedi ki:

“İdlib’e tek sınırı olan iliz. Orada illegal yapılanmalar söz konusu. Bu nedenle göç ve entegrasyon, önümüzdeki 10 yılın sorunları içinde hep ilk üçte kalmaya devam edecek. 1.5 milyon nüfuslu Hatay’da 400 bin yerleşimci var. Sadece yüzde 5’i çadırkentlerde.

Son 10 yılın meselesi olarak baktığınızda, 10 yaşında gelen ve şu an 20’li yaşlarda olan bireyler tartışılması gereken bir nokta. Ana lisanını öğrenememiş, Türkçe bilmeyen 20 yaşında insanlar ortada dururken, meseleyi göz ardı edemezsiniz.”

STK’ların da, siyasetin de bu konuda gerçekçi çalışma yapmadığına dikkat çeken Çinçin, sosyal olarak bizi sıkıntıya sokacak bu başlığın nereye gideceğine dair planlama yapılmadığını söyledi.

Göç ve Entegrasyon Bakanlığı’nın acilen kurulması ihtiyacına dikkat çeken Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, süreci tek çatı altında yürütmenin başka yolu olmadığını ifade etti. Almanya örneğini de hatırlatan Çinçin, insan kaçakçılığından artan çocuk gelinler dramına, radikal gruplara insan kaynağı oluşturan potansiyelden bir insanlık dramına kadar çok farklı boyutlardan söz etti.

Ucuz ve kayıtdışı çalıştırılmaları meselesine de değinen Çinçin “Kayıtiçi sektörü, kayıtdışı ile destekleyemezsiniz. Suriyeli de buraya geldiyse sigortalı, kayıtlı insan gibi çalışmalıdır” dedi.

Hikmet Çinçin’in dikkat çektiği bir diğer önemli sorun ise Suudi Arabistan meselesi. Resmi ambargo yok denilerek işin içinden çıkılamayacağını belirten Çinçin “Ben fiili duruma bakarım; sorun büyük. Y diplomatik bir çözüm bulmalıyız ya da resmi olmayan ambargoyu konuşmak için biz de hamle yapmalıyız” dedi.

Suudi Arabistan’da yerleşim 40 bin Türk’ten 30 bininin Hataylı olduğunu da hatırlatan, geri dönmek isteyenlerin 100 bin dolarlık dükkanına, 15 bin dolar değer biçildiğini söyleyen Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, çözümü 1930’larda Atatürk’ün gösterdiğini belirterek “Yurtta sulh, cihanda sulh diyeceğiz. Mısır’ı kimin yönettiği, Libya’da ne olduğu değil; oradaki vatandaşlarımızın çıkarlarının korunması, ilişkilere paralel ticaretin devam etmesi bizi ilgilendirmeli” dedi.

Aslında toplantıyla ilgili yazacak çok şey vardı. Kahramanmaraş ve denizcilik sektörüne yönelik notlarımı da önümüzdeki günlerde belki paylaşırım. Ama Antakya’nın bu çıkışı sadece bugünü değil, geleceği de yakından ilgilendiren bir uyarı niteliğindeydi.

Ve çözüm denilirse, her kafadan bir sesin çıktığı değil, bir Bakanlık çerçevesinde işin çözüldüğü bir yapının da ihtiyaç olduğunun görüldüğü açık. Tek başına yeter mi? Hayır... Bir de o bakanlığın samimiyetle ve çözüm odaklı olması gerekiyor. Yoksa sadece yeni bir kurumumuz olur.

cetinunsalan@yahoo.com