gaziantep escort
Bugun...


Cengiz HERGÜNLÜ

facebook-paylas
Ülke ekonomik göstergeleri ve işletme riskleri
Tarih: 15-12-2019 21:08:00 Güncelleme: 15-12-2019 21:59:00


Bana göre; küçük veya büyük işletme kavramına girsin veya girmesin, herhangi bir  işletmenin genel iş yapma hacmindeki  değişiklikler, ülke ekonomisinde  oluşan ekonomik değişiklikler ile doğrudan  bağlantılıdır.

 

Böyle durumlarda, bütün işletmelerin ilk yapması gereken, bu   değişikliklerin  nedenlerini açıklayan ülke ekonomik göstergelerini yakından takip etmeleri ve pozisyon almalarıdır, politika ve planlarını hemen değiştirebilme esnekliğine sahip olabilmeleridir.

 

Gelişmekte olan ülkelerde ekonomik  göstergeler ,her zaman gerçeği gösterecek şekilde açıklanmayabilir. Bu grup ülkelerde yetişmiş ara eleman kıtlığı, teknoloji ve bilgi yetersizliği, döviz kıtlığına bağlı ithal girdi (Hammadde ve malzeme) yetersizliği gibi nedenlerle talep artışı karşısında üretimi artırmak güçtür. Bu durum talep enflasyonuna neden olur. Öte yandan bütçe gelirlerinin yetersizliği  nedeniyle, bu grup ülkelerde çoğu kez açık finansman politikasının izlenmesi kaçınılmaz olmaktadır.

 

Bu tür ülkelerde örnek vermek gerekirse, tarımsal ürünlere verilen destekleme fiyatları politik nedenlerle yüksek tutulabilir. Böylece, hem yüksek destekleme  fiyat politikası nedeniyle, destekleme alımı yapan kuruluşlar aracılığıyla ekonomiye para sürülmesinden başka bir şey değildir. Dolayısıyla, bu şekilde oluşan para arzındaki artış, hem gıda fiyatlarının yükselmesine, işçi ücretlerinin ve birtakım sanayi mallarının fiyatlarının artmasına neden olmaktadır. Bu bağlamda, bu tür baskılar sonucu, hem talep, hem de arz enflasyonun artması kaçınılmaz olmaktadır.

 

Bizim ülkemizde de, sürekli bütçe açığının olduğunu ve ülke politikalarının buna göre oluşturulduğu kamuoyunun bilgisi dahilindedir, kronik hale gelmiş olan arz ve talep enflasyonunun, gerçek değerinin kamuoyu ile doğru paylaşılmaması sonucunda, işletmelerimiz açısından, maliyet enflasyonunun getirdiği  fiyat artışının yanında, ayrıca  göstergeler de yer almayan, ayrı bir fark enflasyon maliyeti oluşur ki, asıl tehlike, bilinmeyen  bu enflasyon farkının, hem işletmeleri ,hem de bütün ekonomiyi riske sokmasıdır.

 

Böyle durumlarda, risklerin azaltılması endişesine girilmeden, hangi risklerin alınacağı veya alınmayacağı konusunda  esnek planlar, bütçeler  hazırlanmalı, işletme politikaları hemen değiştirilmeli, kısa vadeli yatırımların bütçelenmesi olarak kabul edilen nakit bütçeleri oluşturulmalıdır. Önemli olanın işletmenin devamlılığını ve etkinliğini sağlayacak şekilde, gelecekte oluşması düşünülen nakit girdi riskinin, göstergelerde belirtilmeyen enflasyon farkı da dikkate alınarak planlanabilmesidir.

 

Gelişmekte olan ülke yönetimleri, bu tür enflasyonla mücadele ederken, halkın anti-enflasyonist politikaya inandırılması yönünde çaba göstermekte ve enflasyon farkı gizliliği bu politikalardan ortaya çıkmaktadır. İşletmelerde görev yapan veya dışarıdan destek veren, konusunda uzman, iyi finansman yöneticileri, bu farkları anlamalı ve finansal raporları bunlara göre hazırlamalı ve sunmalıdırlar.

 

En basit ifadeyle gelişmekte olan bir ülkede diyelim ki, açıklanan enflasyon rakamının yüzde 8 civarında  olduğunu farz edelim, fakat, diğer kamusal hizmet fiyatları ile bazı vergi ve harç tutarlarındaki artışların yüzde 24,7 civarında artırılacağı açıklandıysa, işletme ve finans yöneticileri, tabi ki, mali tablolarını, yüzde 24,7 oranında düzeltmeli, pozisyonlarını, bu tutara göre oluşturulan planlara ve bütçelere göre almalıdırlar. Aksi takdirde, aradaki yüzde 16,7 enflasyon farkı  işletmelerin devamlılıklarını tehlikeye sokabilir.

 

Faydalı olması dileğiyle

Cengiz HERGÜNLÜ

 

SMMM-Bağımsız DENETÇİ.

chergunlu@hergunlu.com

www.hergunlu.com

     

 



Bu yazı 3221 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA