gaziantep escort
Bugun...


Cengiz HERGÜNLÜ

facebook-paylas
Kamu girişimi hızı
Tarih: 07-03-2022 21:55:00 Güncelleme: 10-03-2022 09:37:00


Kamunun küçültülmesi,

ekonominin dışında durması eğilimi veya

kamunun girişimcilik yapmaması gerekliliğine dair yaklaşımlar;

1980 sonrası Türkiyesi’nde,

ekonomik ağırlıklı yönelim olarak durmaktadır.

 

Hatta bazı zamanlarda,

deregülesyon (Devlet kısıtlamalarının azaltılması ya da tamamen kaldırılması)

yönünde görüşlerin ortaya çıktığı dönemler yaşanmıştır.

 

1980 sonrasında bu gelişmeler sonucunda,

serbest ekonomi sisteminin yaygınlaştırılarak uygulamasına başlanmıştır.

 

Oysa; devlet sadece kolay altyapı yatırımlarıyla ilgili projelerle ilgilenmek yerine,

(seçim zamanlarında yollarda çukur kazmak)

her bakımdan büyük düşünmek zorundadır.

 

Zenginlik ve servet yaratımının sadece özeller tarafından yapılabileceği görüşüne rağmen;

Türkiye’de ve diğer gelişmiş ülkelerde de

bütün yatırım başlangıçlarının devlet tarafından yapıldığı unutulmamalıdır.

 

Cumhuriyet’in erken yıllarından itibaren;

devlet öncülüğünde kalkınma stratejisinin belirlenmesi,

devlet eliyle özel sektör ve zenginlik yaratma yöntemlerinin ve

kurumlarını da beraberinde getirmişti.

 

Yine 80’li yıllarda ABD. Başkanlığı yapmış olan Ronald Reagan,

devletin küçültülmesinin savunucularından olmasına rağmen;

ilaç, bilişim ve enerji alanlardaki yenilikler açısından,

kilit önem taşıyan kurumlara verilen fonları oldukça yüksek oranda artırmıştı.

 

Tarım konusunda ise;

ülkemizde ikinci Dünya savaşının sonrasında, tarımda Dünya’da yeni teknolojilerin gelişmesi,

Türkiye’deki teknoloji uygulamalarını, sermaye birikimi olmadığından dolayı,

Devletin kendi bünyesinde girişimciliği üstlenmesi uygulamaları sayesinde;

verimlilik artışlarıyla, tarımda ilerleme sağlanmış, ülkenin tümünün beslenmesi mümkün hale gelmişti.

 

Kurumların da gelişmesi ile tarımda uygulanan teknoloji kullanımı sayesinde,

çiftçilik yapanların sayısı azalmış,

teknoloji kullanmaya başlayan sanayi ve hizmet kesimine nüfusun akması ile

işsizliğin azaltılması çabalarına hız kazandırılmıştır.

 

Kurumlar gelişmeden; ekonomik büyüme, kalkınma ve gelişim de gerçekleşemez.

Kurumların içinde en önemlisi devlet olduğuna göre,

devlet sadece çukur kazmakla yetinmemeli;

diğer güvenlik, sağlık hizmetleri gibi görevlerinin yanında,

piyasalarda risk alıp, özgür vatandaşların ekonomik eylemlerine destek olmak amacıyla,

“kamusal eylem” olarak da ürünlerin içinde olmalıdırlar.

 

Türkiye’ye sadece Serbest ticareti öneren emperyalist kapitalist ülkelerin,;

aslında, ülkelerinde ekonomiyi sadece serbestle yapmadıkları bilinmektedir.

 

ABD’de stratejik kamu yatırımları olmasaydı,

akıllı ürünlerin hiçbirini (internet, GPS ve SIRI gibi) üretilemezdi.

Veya, yeşil devrimi yaratabilecek yenilebilir enerji çözüm ya da hastalıkları iyileştirecek

yeni radikal ilaçların çoğunu geliştirilemezdi.

 

Bu gelişmeler ışığında;

özel girişimcilerin yatırım arzusu doğana kadar,

Devletin gereken sabrı göstermesi ve araştırmaların tamamlanmasını

zaman kaybı yaratacak şekilde bekleyene kadar;
yüksek strateji kapasitesi bulunan Devletin,

“ilk başvurulacak yatırımcı” olma potansiyelini hemen kullanmak,

bu sayede; günümüzün iklim değişikliği,

geleceğin sağlık hizmetlerinin temellerinin bu günden atılabilmesi ve

dijital devrimin gerçekleşmesine kadar devasa sorunlarla baş edebilecek,

özel sektörle birlikte ekonominin en önemli itici gücü olduğu

artık kabul edilebilir ve uygulanabilir olmalıdır.

 

Aksi takdirde;
özelleştirme adı altında devlet,

bazı özel sektöre duyulan siyasi yakınsamalar nedeniyle ayrıcalıklar dağıtmakta ve

Devlet eliyle yeni zenginler yaratılmaktadır.

 

Her siyaset kendi zenginini yaratmakta ve

aslında özel sektör eliyle yapılıyormuş gibi bir algı yansıması sonucunda,

Devlet özel sektörü araç olarak kullanıp, bizzat girişimcilik yapmaktadır.

Bu uygulama; özel sektör alanlarında, haksız rekabetin doğmasına

devletin eliyle öncülük edilmesi durumu ortaya çıkmaktadır.

 

Oysa, günümüz Ukrayna ve Rusya savaşının içinde; dışa bağımlı hale gelen tarım sektörünün,

Cumhuriyet'in erken dönemlerindeki gibi

devletin, bizzat var olan kurumların aracılığı ile tekrar girişimci rolünü üstlenerek,

tarım üretim çiftlikleri kurmaya,

atıl bırakılan üretime elverişli arazilerde üretim yapmaya,

sonrasında liyakate göre özel sektöre veya yetenekli çiftçilere dağıtma stratejisini uygulamalıdır.

Belki bu yolla daha önce uygulamaya konulamamış olan

toprak reformunun da gerçekleşmesi için bir fırsat doğmuş olabilir.

 

Ayçiçek yağı kuyruklarından kurtulmak için,

özelin keyfini ve kâr beklentilerini uzun süre bekleyemeyiz.

 

Cengiz HERGÜNLÜ

SMMM-Bağımsız DENETÇİ

 

chergunlu@hergunlu.com

www.hergunlu.com



Bu yazı 9007 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA