gaziantep escort
1xbet supertotobet
istanbul escort istanbul escort bayan
konya escort
Bugun...


Cengiz HERGÜNLÜ

facebook-paylas
Fiyat dengesi ve asimetrik bilgi
Tarih: 22-06-2024 12:33:00 Güncelleme: 25-06-2024 00:56:00


Liberal kapitalist düzeni kabul etmiş toplumlarda,

hangi malın ne kadar üretileceğini, ürünün fiyatı belirlemektedir.

 

Fiyat ise; ürünlerin içine kâr marjı konulduktan sonra,

belirlenen nihai ürüne, talep yaratacak fiyattır. 

 

Mal ve hizmetlerin fiyatı;
ülkemizde, her zaman enflasyonun üzerinde gerçekleşmektedir.

Banka faiz oranları ise; yine ülkemizde,

genellikle enflasyon oranlarının altında gerçekleşmektedir.

 

Mesela, bir gerçek kişi;
elindeki nakit değerlerini konut almak yerine,

yüksek faiz getiren mevduata yatırdığını ele aldığımızda;

elde ettiği faiz geliri, enflasyonun altında olduğu için

belli bir zaman aralığında, ilgili konutu veya benzeri değerleri edinemeyecektir.

 

Faiz oranının düştüğü durumda;

Garanti BBVA, politika faizinin, yılın son çeyreğine kadar yüzde 50 civarında tutulacağını fakat;
Kasım, Aralık aylarında politika faizini düşüreceği yönündeki tahminini, raporuna dâhil etmiştir.

(işte gündem 13.06.2024)

elde edilen faiz gelirinin düşeceği,

konutun değerinde bir değişme olmayacağı,

yüksek enflasyondan yavaş yukarı doğru bir ivme yaratacağından;

aynı konut, ulaşılamayacak hale gelebilecektir.

 

Üstelik; ülkede, gerçek enflasyon tahminlerinin

gerçeği yansıtıp yansıtmadığı gibi bir endişe varsa;

durum, daha da vahim hale gelebilmektedir.

 

Genelde, ülkemizde; enflasyonun düşmesi, baz etkisiyle olup;

yatırım, üretim artışına dayalı olarak gerçekleşemiyor.

Hedeflerin tutması, gerçek ve doğru verilere dayandığına göre;

enflasyon verileri, bu anlamda en baş sıraya oturmaktadır.

 

Yüksek enflasyon ortamlarında,

piyasada denge fiyatı tutturmanın çok zor olduğu;
bilinen bir ekonomi kuralıdır.

 

Aynı ürünün; farklı farklı yerlerde,

birbirine yakın dahi olmayan fiyatlarda görülmesi, kanıksanır hale gelir.

 

Aslında; piyasada taban yaratan bir fiyat yoktur.

Fiyatlar arasındaki denge farklılığının nedenlerini;
kalite farkına, uygun ürün olup olmadığına göre tespit etmek de zorlaşır.

Çünkü; fiyatlar, hiper bazda artış gösterdiğinden;

hane halkı, sadece ucuz ürün peşine düşmekte;
kalite ve uygunluğa artık önem veremez hale gelebilmektedir.

Bu fiyat kaosunun içine, ürünlerine yüksek kâr marjı ekleyen firmalar da eklendiğinde;

durum, içinden çıkılmaz hale gelebilmektedir.

 

Gelişmiş ekonomilerde, piyasalarda denge fiyatının oluşması için;

tüketicilerin ihtiyaç duydukları,

ödemeye hazır oldukları fiyatlara göre mal ve hizmetlerin üretilmesi,

arz edilmesi gerekir.

 

Gerçek durumun böyle olmadığını,

piyasada fiyatın oluşamadığını kabul ettiğimiz bir piyasada;

doğru fiyatın hangisi olduğunun tespitini, tüketiciler açısından nasıl belirleyeceğiz?

 

Piyasada oluşan fiyatın doğru fiyat olup olmadığını anlamak için;
ileri teknolojiye sahip,

her ürün bazında standart ve homojen ürün üretme kabiliyetine uygun bir ekonominin olması,

tüketicilerin, piyasa ve ürün hakkında; yeterince bilgi ve bilince sahip olunması gerekir.

 

Standartların olduğu yerde;
ürünlerin farklılığı ve kalitesinin anlaşılması daha kolay olup,

talep eden herkes; o ürün hakkında, aynı bilgiye sahip olabilir.

Teknolojinin, asimetrik bilgiyi ortadan kaldırmak gibi bir özelliği vardır.

 

Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde;

özellikle, kendi ürettiğimiz gıda ürünlerinde;

belli bir standardı, homojenliği yakalayamadığı,

fiyatı oluşturan piyasaların,

yüksek enflasyona bağlı olarak fiyatı belirleyemediğinden dolayı;
kalite, uygunluk arayışı ortadan kalkmakta,

ürünlerin; önemli özellikleri ön plana çıkartılmakta,

sıkıntı yaratabilecek özellikler, saklanabilmektedir.

Genelde, düşük gelire sahip kesimlerin;
bu konuda çoğu zaman yanıldıkları, aldatıldıkları; bilinen bir gerçektir.

 

Liberal kapitalist ekonomilerin,

zengin-fakir arasında önemli farklılık ve istismar yarattığı kabul edilebilir.

Ama, ihtiyaçlarını karşılayacak ürünlerden;
ne kadar, hangi kalitede ve hangi fiyattan

alacağını bilmediği bir paradoksa girmesinin sorumluluğunu,

biraz da toplumun kendisinde bulması gerekliliği, vardır.

 

Ekonominin arz talep paradigmasına göre;
tüketicilerin, piyasayı ve fiyatları bildiği kabul edilmektedir.

Bilginin kullanılması; sonucu, toplum lehine değiştirebilir. 

 

 

chergunlu@hergunlu.com



Bu yazı 5982 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA