Tweet |
İklim değişikliği, yoğun şehirleşme ve ani yağışlar,
taşkınlara yol açmaya devam ediyor.
Son olarak; Bozkurt ve Şanlıurfa’da meydana gelen ve çok sayıda can kaybı ile
ekonomik zarara yol açan sel felaketi sonrası;
uzmanlar, taşkın yönetimi konusunun yeniden ele alınması gerektiğini belirterek,
6 senede bir güncellenen taşkın yönetim planlarının;
değişen iklim koşulları göz önüne alınarak, daha sık güncellenmesi gerektiğini ifade ediyorlar.
Merkezi hükümetlere, bölgesel ve yerel otoritelere, topluluklara ve özel sektöre
afet risk yönetimi için, yeni teknolojilerin ve metotların uygulanmasını destekleyen
çok disiplinli hizmetler sağlayan ve 40 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren
ALTER Uluslararası Mühendislik ve Müşavirlik’in Yönetici Ortağı Dide Özdikmen,
olası felaketlerin önüne geçilebilmesi, can ve mal kaybının önlenebilmesi için
yapılması gerekenler konusunda, şu bilgileri verdi:
“Taşkın riskinin azaltılması için
ülkemizde son yıllarda çok sayıda çalışma yapılmaktadır.
Söz konusu taşkınları önlemek adına;
dünyada ve ülkemizde son yıllarda özellikle önem verilen
taşkın modelleme yöntemlerinin kullanılarak;
olası risklerin belirlenmesi ve
taşkın risklerini ortadan kaldırmak adına, tedbirlerin alınması önemlidir.
Dünyada ve ülkemizde taşkın yönetim planları,
değişen iklim koşulları ve hidrolojik rejim sebebiyle;
genellikle 6 yılda bir olmak üzere, belirli aralıklarla güncellenmektedir.
Fakat; değişen iklim koşullarında,
bu güncelleme sürelerinin daha da kısaltılması
olası felaketlerin önüne geçmede, faydalı olacaktır.”
Taşkınların önlenmesi adına; planlama çalışmalarının
DSİ ve Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından yürütüldüğünü hatırlatan Özdikmen,
yerel yönetimlerin de, taşkınlar ile ilgili planlama ve ıslah çalışmalarında
daha fazla sorumluluk almaları gerektiğine vurgu yaparak;
taşkın yönetim planlarında belirlenen tedbirlerin projelendirilmesi ve uygulanmasında
yerel yönetimlerin sürece dahil olmasının,
taşkınların olası etkilerini engellemede, faydalı olacağını ifade etti.
Afetlerin engellenmesinde ve etkilerinin azaltılmasında;
mevcut teknolojinin tüm imkanlarını kullanarak,
Türkiye’nin yanı sıra; yurtdışında pek çok ülkede bilgi birikimi ve tecrübelerini paylaşarak,
faaliyetlerini sürdürdüklerini belirten Özdikmen, yönetim planları yapılırken;
bölgenin değişen dinamiklerinin de dikkate alınması gerektiğini hatırlattı ve
şu örnekleri verdi:
“Su Yönetimi Genel Müdürlüğü 2021 yılında,
iklim değişikliğinde ve taşkın frekanslarında meydana gelen artışları da göz önüne alarak;
taşkın yönetim planlarının tamamlanmasının üzerinden 3 yıl geçmiş olan havzalarda dahi,
güncelleme çalışmalarını başlatmıştır.
Bu kapsamda;
Sakarya Havzası Taşkın Yönetim Planı Güncelleme projesi kapsamında,
havza genelinde risklerin belirlenmesi ve bu riskleri ortadan kaldırmak adına;
tedbirlerin ortaya konması, firmamız tarafından gerçekleştirilmektedir.
Projenin amacı;
Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlattırılmış ve
2018 yılında tamamlanmış olan Sakarya Havzası Taşkın Yönetim Planı'nın,
değişen yağış rejimi, uygulanan taşkın önlemleri,
genişleyen yerleşim yerleri de göz önüne alınarak;
daha geniş çaplı şekilde çalışılması ve
güncel bir taşkın yönetim planının ortaya konmasıdır.
Ayrıca; halihazırda,
ALTER Uluslararası Mühendislik ve Müşavirlik A.Ş. uhdesinde yürütülen ve
2020 yılında ihale edilmiş olan
“Bosna Hersek Taşkın Yönetim Planı'nın Hazırlanması” projesi kapsamında;
benzer şekilde riskler belirlenmiş ve olası tedbirler;
fayda maliyet ve olası etkiler ile birlikte, ortaya konmuştur.”