gaziantep escort
Bugun...



'Emekliye verilen para, bir kısıtlayıcı unsur, bir yük değildir; bunun için farklı bir zihniyet lazım, bu zihniyetle olmaz'


facebook-paylas
Güncelleme: 12-03-2024 16:55:57 Tarih: 02-03-2024 07:39

'Emekliye verilen para, bir kısıtlayıcı unsur, bir yük değildir; bunun için farklı bir zihniyet lazım, bu zihniyetle olmaz'

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş’ın da katıldığı programda;
BTP Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Fahri Gürgenburan ve ilçe adayları tanıtıldı.

 

Programda konuşan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş,

sıcak gündeme dair; değerlendirmeler yaptı.

 

“13 bin dolar kişi başı gelirden bahsediliyor.

Bu, aylık 40 bin liraya yakın bir para yapıyor,

yani; her bir kişinin cebine 40 bin lira girmiş olması anlamına geliyor.

Bu da 4 kişilik bir ailenin evine aylık 160 bin lira para girmiş olması anlamına geliyor,

2023 yılında devletin açıkladığı resmi verilere göre.

 

Şimdi burada, evine 150 bin lira para giren kaç kişi var?

Benim tanıdığım evine 150 bin lira giren insan sayısı, gerçekten çok az.

 

Şimdi bu şu anlama geliyor, demek ki;
bizim olan bir para,

adil paylaşıldığında bizim cebimize evimize girecek olan bir para,

bizim cebimize girmiyor ve başka bir yerlere gidiyor.

 

Toplumun çalışan insanlarının neredeyse yarısı, asgari ücretle çalışıyor,

Şimdi ben size;
‘Arkadaşlar seçim çalışması yapacağız, onar bin lira verin’ desem,

‘dalga mı geçiyorsun’ dersiniz.

 

Niye? 

Cebinizdekini istiyorum da ondan,

ama; siz farkında değilsiniz, o onar bin liranın kat be katını

bugün iktidar sahiplerine teslim ettiniz; seçim çalışması diye, harcıyorlar.

 

Bize düşen, bir sistem kurmak.

Bu sistemle birlikte;

hiç kimsenin şahsi menfaatini, toplum menfaatinin üstünde tutabilmesine

imkan sağlamamak, bize düşen bu.

 

Şimdi kızıyoruz; Cumhurbaşkanı kararnamelerle şu kararları aldı vs. diye.

Şimdi O, anayasal yetkilerle birlikte;
ülkenin bütün varlığını,

bütün imkanını,

bütün kararını kendisine bağladı ve biz şikayet ediyoruz.

Bu yetkiyi biz verdik, bunu biz yaptık ve bekliyoruz ki;
O, kendine çeki düzen 
versin, değişsin!

Olmaz, bizim değişmemiz lazım,

bizim zihniyetimizin değişmesi lazım,

mantığımızın değişmesi lazım.

 

Sabit mantıklarla, bu yolların sonucu çıkmaz sokak; yine çıkamayacağız!

100 sene geçsin,

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vatandaşları;

üzülerek söylüyorum, 100 sene sonra ancak daha yoksul olur,

ülkemizdeki sığınmacı nüfusu bizi geçer.

 

Böyle giderse bunlar olur;

daha da yoksullaşırız,

daha da imkansızlaşırız,

daha da ülkeyi terk etmeye başlarız. 

 

Bırakın 100 seneyi, 10 sene sonrası belli.

Nitekim;

2002 2012'den daha iyiydi,

2012 2022'den daha iyiydi,

2032 de 2022'den daha kötü olacak, gidilen yol bu!

 

Bunu değişmemiz lazım, nasıl değişeceğiz?

İktidarı değişerek!

Peki iktidarı değişmek için elimizdeki en güçlü argüman ne dersek;

muhalefeti iktidar etmemiz lazım!

 

Bak kafa hep böyle çalışıyor, çünkü bize böyle yüklüyorlar, bizi böyle kodluyor;

bu iktidarı değişmek istiyorsan, bu muhalefeti iktidar etmek zorundasın!

Bu muhalefet, iktidar olmak istemiyor anlatamıyoruz herhalde, istemiyor!

Böyle bir derdi yok, 

böyle bir gündemi yok muhalefetin.

Tek gündemleri, muhalefette iktidar olarak kalmak.

Ülkenin temel meselelerini çözmek gibi bir derdi yok.

Bu derdi olmayan insanlara oy vermekle, nereye varabiliriz?

Hiçbir yere varamayız, varamıyoruz da varamayacağız da!

Bunu değişmemiz lazım!

 

Her yeri geziyoruz ve şunu söylüyoruz;

Bağımsız Türkiye Partisi’ni destekleyin,

Bağımsız Türkiye Partisi'nin adaylarına oy verin.

 

Emeklilik hususu ile ilgili bizim parti yaklaşımımız anlaşılsın diye söylüyorum; 

birincisi eğer hükümetler;
‘’Biz 
birine para verdiğimizde, bu bizim sırtımızda yük’ olur diye düşünüyorsa,

o zaman biz emekliye hiç para vermeyelim! 

Emekliye verdiğimiz para bir yük ise; hiç vermeyelim daha iyi!

 

Doğru mu, şimdi mantık kuruyorum! Ne diyorlar; 

‘Emekliye para verince, bütçeye şu kadar yük biniyor, bunu kaldıramıyoruz’ 

O zaman hiç verme, bütçeye hiç yük binmesin!

 

Çok basit bir analiz.

Yöneticiler şunu bilmediği sürece iş çözülemez;

piyasaya verilecek olan para direkt olarak tüketime giriyorsa;

bu para iyi paradır, gerekli paradır.

 

Bunu piyasada sağlayabileceğiniz

en önemli grup ve grupların başında emekliler gelir.

 

Dolayısıyla; emekliye verilen para,

aslında; hükümetler ve devlet için bir can suyudur.

Bir kısıtlayıcı unsur, bir yük değildir, ekonomiye can suyudur, ama;
bunun için farklı bir zihniyet lazım, bu zihniyetle olmaz.

 

Bizim dedelerimiz 45 yaşında emekli oldu, babalarımız 55 yaşında,

Bizler 65 yaşında olacağız, çocuklarımız muhtemelen 75 yaşında emekli olacaklar,

onların çocuklarınıemekli bile yapmayacaklar, sistem buraya doğru gidiyor.

 

Şimdi soru; 

45 yaşındakivatandaşını emekli yapan Türkiye Cumhuriyeti Devleti,

hani ‘güçlendik, büyüdük, ekonomimiz büyüdü,

dünya bizi kıskanıyor, Avrupa bizi kıskanıyor’ diyorlar ya… 

 

O günkü ekonomi, bugünkü ekonomiden daha mı iyiydi de;
45 yaşında 
vatandaşını emekli yapıyordu?

 

Bugünkü ekonomiden daha mı iyiydi de;
55 yaşında bizim babalarımız emekli oldu? 

 

Onların anlatmasına göre;
o zaman tüp kuyruklarındaydık,

ülkede buzdolabı yoktu,

ülkede tuvalet kağıdı yoktu,

ülkede hiçbir şey yoktu!

Şimdi bunu onlar anlatıyor.

 

Bizim ülkemizde emekli olan bir memur, gidiyordu evini alıyordu,  

yanına bir tane araba alıyordu.

 

Şimdi emekli olan memur,

kredi kartı borcunu veya kredi borcunu ödüyor ‘Allah'a şükür’ diyor!

Ne evi var,

ne arabası var,

ne bir sosyal güvencesi var.

Hiçbir şeyi kalmıyor.

 

Bunların sebebi şu; yediler işte yediler, verecek para bulamıyorlar.

 

Para bulabilmek için;
dün darbe girişiminin finansörü dedikleri insanların, eteklerini öpmeye başladılar,

katil dedikleri Sisi ile barışmaya başladılar.

Niye?

Para bulmak için.

 

Bakın, dünyada en uzak duracağını insan;
değerleri 
için değil de para için eğilip bükülen insandır.

 

Bir insan;
ister devlet yönetsin,

ister dükkan yönetsin,

ister tek başına hayatını yaşasın,

para için eğilip bükülüyorsa; o insandan uzak duracaksın.

 

Şimdi bizi yönetenlerin böyle bir zafiyeti var.

Para için - gösterdikleri kadarıyla söylüyorum - yapamayacakları hiçbir şey yok!

 

İsveç'e, ‘bunlar Kur'an-ı Kerim yaktı, bunlar terör devletidir’ dediler.

Amerika muhtemelen, ‘Bak birkaç milyar veririm, siz ses çıkarmayın’ dedi ve

hemen; İsveç'e ‘evet’ dediler.

 

Sisi ortada,

Birleşik Arap Emirlikleri ortada! 

 

Daha önce tweet attım şimdi FETÖ'ye ‘terörist’ diyorlar.

Yarını belli mi bu işin, ne yapacakları belli mi?

Sisi ile anlaştın,

15 Temmuz’un finansörü Birleşik Arap Emirlikleri ile anlaştınız! 

İsveç’e tamam dedin!

 

İlk NATO toplantısında sarılacak.

İlk NATO toplantısında;
‘terör devleti, o kur'an-ı Kerim yakan hadsizler’

dediğin ülkenin başbakanıyla, sarılacaksın. 

 

Göreceğiz;

bunlar kameralar çekecek, önümüze düşecek.

 

Acaba; kendini nasıl aklayacak, çok merak ediyorum.

O’na; ‘kıymetli arkadaşım, kıymetli dostum’ diyecek!''







Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA