gaziantep escort
Bugun...



'6’lı ittifak yanlış bir ittifaktı'


facebook-paylas
Güncelleme: 03-06-2023 03:18:34 Tarih: 30-05-2023 16:07

'6’lı ittifak yanlış bir ittifaktı'

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, seçim sonuçlarını değerlendirdi.

 

''28 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2. turunu,

AK Parti genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan kazanmıştır. 

 

Bu seçimi, Erdoğan;

sayısı Türk vatandaşlarından gizlenen

vatandaşlık verilen yabancıların oyları olmadan kazansaydı,

kendisini tebrik ederdim.

 

Ancak; Erdoğan seçimleri,

büyük ölçüde Türk halkının seçme ve seçilme hürriyetini kısıtlayan

yabancı seçmen ithali ile kazanmıştır.

Zafer Partisi, Erdoğan’ı TEBRİK ETMEMEKTE kararlıdır.

 

Zafer Partisi; Mayıs 2023 seçimlerinden, istediği sonucu;
rakamsal olarak, alamamıştır.

 

Partimiz, 1 milyon 529 bin 119 oy ile yüzde 2.2’de kaldı.

Sonucun böyle olmasında;
Türk siyasetinin “Erdoğan’a nefret” ve “Erdoğan’a sevgi” 
ekseninde,

Millet ve Cumhur ittifakları şeklinde ikiye bölünmüş olmasının, büyük etkisi olmuştur.

 

Bu duygu seli;

seçmenin, rasyonel program üzerinden oy vermesini; büyük ölçüde engellemiştir.

 

Keza; Zafer Partisi’ne uygulanan büyük medya ambargosu,

anket firmalarının bilinçli görmezlikten gelme politikaları,

bu sonucun doğmasına katkı vermiştir.

 

Partimizin seçim bütçesinin olağanüstü küçük olması da

bu sonucu ortaya çıkaran, bir diğer faktördür.

 

Bu ağır şartlar altında çalışan bütün Zafer Partisi teşkilatlarına ve

adaylarına, içten teşekkürlerimi sunuyorum.

 

Zafer Partisi’nin aldığı oylar, bizim mutlu etmemekle beraber;
aldığımız sonucun, politik sonuçları açısından önemli 
bir başarı olduğunu görüyoruz.

 

Zafer Partisi’nin öncülüğünde kurulan ATA ittifakı adayı Sinan Oğan,

yüzde 5.12 oy almıştır.

Bu sayede; Cumhurbaşkanlığı seçimleri 2. tura kalmıştır.

 

Zafer Partisi’nin ATA ittifakına öncülük yapması ile

bölücü siyasetin ülke siyasetine şekil verme girişimi, başarısızlığa uğratılmıştır.

 

Zafer Partisi;
siyasetten tasfiye edilmek istenen Atatürk çizgisinde 
Türk milliyetçiliğini,

tekrar siyasetin gündemine, belirleyici güç olarak taşımıştır.

 

Zafer Partisi, sürekli tartışmaya açılan

Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasamızın ilk dört maddesi ve

66. maddesinde dile getirilen kuruluş felsefesini,

yapmış olduğu politik çıkış ile vazgeçilmez olarak;
Millet ve Cumhur ittifaklarına 
teyit ettirmiştir.

 

Zafer Partisi;
terörle mücadele konusunda,

Millet ve Cumhur ittifaklarına kararlılık gösterme gerekliliğini kabul ettirmiştir.

 

Ve Zafer Partisi;
2 sene önce hiç konuşulmayan,

13 milyon sığınmacı ve kaçağın vatanlarına dönmesi politikasını

Türk siyasetine kabul ettirmiştir.

 

Özetle; ısrarla yok sayılmak istenen, görmezlikten gelinen Zafer Partisi;

Türk siyasetinin parametrelerini belirlemiştir.

 

Bu süreçte Zafer Partisi olarak;
bizimle görüşme talep eden, Kılıçdaroğlu ve Kurtulmuş ile görüşmeler 
gerçekleştirdik.

Bu görüşmelerde odak noktamız;

Türkiye’nin ana sorunları ve çözüm yolları üzerinde, mutabakat aramak olmuştur.

 

Özellikle; 13 milyon sığınmacı ve kaçağın vatanlarına dönüşü konusunda,

muhataplarımızın pozisyonunu, anlamak istedik.

 

CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu,

Zafer Partisi’nin Anadolu Kalesi projesini kabul etti.

 

Sayın Numan Kurtulmuş ise;
“Siz bize destek verin, biz halledelim” dedi.

Ben de, kendisine gülerek şu cevabı verdim;

“Bana tek parti döneminin Ankara Valisi Tandoğan’ı hatırlatıyorsunuz. 

Komünist olunacaksa da, biz oluruz diyorsunuz.

Hayır, Numan Bey; siz sığınmacıların geri dönüş politikasını gerçekleştiremezsiniz.

 

Bizden destek istiyorsanız, şartımız;
bu desteği size ancak; sığınmacıların 
vatanlarına geri dönüş sürecini

Zafer Partisi olarak; biz yönetirsek destek veririz” şeklinde oldu.

 

Sonradan; bazı iktidar çevrelerinde,

Zafer Partisi bizden bakanlık istedi, diye yorumlar yapıldı.

 

Ne istememizi bekliyordunuz?

Yeni bir hükümetin kurulma sürecinde bizden destek istiyorsunuz da,

biz sizden ne isteyecektik?

 

Yapamadığınız, beceremediğiniz ve becermeye niyetiniz olmadığı bir konuda;

Türkiye’ye fayda sağlamak,

Türkiye’de örtülü işgali durdurmak için görev istedik.

Sizin böyle bir niyetiniz olmadığı için de, sizinle birlikte olmamız mümkün olmadı.

 

Bu arada;
Sn. Sinan Oğan’ın Cumhur ittifakı adayına destek vereceğini açıklaması,

kişisel siyasi tercihi olmuştur.

 

Bu açıklamanın Zafer Partisi’ni bağlamadığını, daha önce dile getirdik.

Ve biz Zafer Partisi olarak;

AKP hükümetlerinin yarattığı yıkımı durdurmak, enkazı kaldırmak ve

Milletimize çözüm yolunda taze bir başlangıç yapmak için

Sn. Kılıçdaroğlu ile 2. kez görüştük.

 

Bu görüşmeler neticesinde;
Cumhuriyetimizin kuruluş ilkeleri ve felsefesinin 
savunulacağını teyit ettik.

Kimse; anayasamızın ilk 4 maddesini,

Türk Milleti tanımının yapıldığı 66. Maddeyi sorgulayamaz.

 

Bu süreçte;

FETÖ, PKK ve IŞİD’e karşı izlenecek stratejik bir terör mücadelesi,

ülkemizi adeta dünyanın lunaparkı yapan,

Türk Milleti'nin kaynaklarını sömüren, 13 milyon sığınmacı ve kaçağın

1 sene içinde ülkelerine yollanması hususlarını da kapsayan bir protokol,

CHP Genel Başkanı Sn. Kılıçdaroğlu ve Zafer Partisi arasında imzalanmıştır.

 

Zafer Partisi ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu arasında imzalanan bu protokol;
2. tur öncesi, yepyeni bir sinerji 
yaratmış ve seçmene umut aşılamıştır.

 

Zafer Partisi Genel Başkanı olarak; benim ve

Zafer Partisi kadrolarının, saha ve sosyal medya çalışmaları,

ittifak ortaklarının daha önceki çalışmalarından

daha fazla etkileşim ve olumlu geri dönüş almıştır.

 

2. tur verilerine baktığımızda,

seçime katılım oranının düşmesine rağmen;
Sn. Kılıçdaroğlu’nun oy sayısı ve yüzdesi 
artmış,

ilk turda iki aday arasında bulunan yüzdesel makas,

2. turda kazanmaya yetmese de, Sn. Kılıçdaroğlu lehine kapanmıştır.

 

Bu matematiksel durum, bizlere;
Sn. Sinan Oğan’ın oylarının ağırlıklı olarak,

Kemal Kılıçdaroğlu’na yöneldiğini göstermektedir.

 

Eğer, bu süreçte elimiz kolumuz adeta bağlanmasa idi;
yarattığımız olumlu etkinin, çok daha yüksek 
olacağını düşünmekteyiz.

 

Zafer Partisi 3.5 günlük süreçte üzerine düşeni yapmıştır.

Millet ittifakı'nın içindeki belirli müdahalelerden dolayı;

Zafer Partisi’nin Kemal Kılıçdaroğlu’na verebileceği destek konusunda,

elimiz kolumuz bağlanmıştır.

 

Eğer; elimiz kolumuz bağlanmasaydı,

etkimiz çok daha yüksek olurdu,

ancak; bu 3.5 günlük süre içerisinde, Zafer Partisi üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır.

 

Bu geç kalınmışlığın ve yenilginin yaşanmaması,

seçimlerin Zaferle taçlanması için;
6 Nisan 2022’de adayın Mansur 
Yavaş olması gerektiğini ve

bu durumda başta Zafer Partisi olmak üzere;

halkın büyük çoğunluğunun desteğinin alacağını dile getirmiştim.

 

Yine 19 Ocak 2023’te Mecliste düzenlediğim basın toplantısında,

Sn. Kılıçdaroğlu’na çağrıda bulunarak;

1921 Anayasası yerine, kurucu 1924 Anayasası'nı benimsemesi,

Anayasa'nın değiştirilemez maddelerinin, tartışmaya açık olmadığı yönünde vurgu yapması,

Atatürk’ün partisini, bölücü unsurlardan temizlemesi,

Ve sığınmacı ve kaçakların, amasız fakatsız vatanlarına geri dönüşü hususunda

uzlaşılması durumunda hiçbir karşılık beklemeden,

kayıtsız-şartsız kendisini destekleyeceğimizi, beyan etmiştim.

 

Maalesef; bu çağrılarımız cevapsız kaldı.

Keşke; bu çağrılara zamanında cevap verilseydi;

bugün, Türkiye çok farklı bir noktada olabilirdi.

 

Yine bu seçim sonucu bizlere göstermiştir ki;

vatandaşlık almış olan sığınmacılar, seçimin kaderi noktasında belirleyici olmuştur.

 

Zafer Partisi, kurulduğu günden bu yana;

sığınmacı ve kaçakların yarattığı ekonomik kriz, milli güvenlik krizi, 

demografik krizin yanında vatandaşlık verilerek oy kullandırılmalarının;
Türk Milleti'ne haksızlık olduğunu dile 
getirmiş,

10 yıl süreyle; yapılacak seçimlerde oy kullanmamalarına yönelik,

yasa teklifimize destek istemiştik.

 

Maalesef; bu çağrımız da cevapsız kaldı…

Ve görüyoruz ki;
önemsiz görülen ithal seçmen oyları, sonucun belirlenmesinde 
büyük rol oynamıştır.

 

Özetle; 6’lı ittifak, yanlış bir ittifaktı ve bu çağrılarımıza kayıtsız kalınması;

Atatürkçü, Türk milliyetçisi seçmene haksızlıktı.

 

Bu seçimin sonucu göstermiştir ki;
Atatürk çizgisinde Türk milliyetçisi kurucu ideoloji, tasfiye edilemez.

Bölücü unsurların her şeyi belirleriz anlayışı, dayanaksızdır.

Türk halkı sığınmacı ve kaçakların vatanlarına geri dönüşünü istemektedir.

 

Bu kayıtsızlıklar sonucu yaşanan yenilginin bedelini,

maalesef; Türk Milleti olarak, birlikte ödeyeceğiz.

 

Neden mi?

 

Çünkü; AKP Hükümetlerinin hedefledikleri “2023 Ekonomik Vizyonu” çökmüştür.

2003 yılından bu yana,

ülke varlıklarının neredeyse tamamına yakınını satmalarına rağmen;
arsa/konut karşılığı; Türk 
vatandaşlığı satmalarına rağmen,

ülkemize menşei belirsiz kayıt dışı 75 milyar dolara yakın döviz girmesine rağmen, 

Türk Milleti; gelir adaletsizliğine, işsizliğe, enflasyona, borç ve faize maruz bırakılmıştır.

 

Buna karşılık;

rant ve faiz lobileri ile oluşturdukları yandaş şirketler,

zenginliklerine zenginlik katmıştır.

 

Gelinen noktada;

sürdürülebilir olmayan borçlar,

baskılanmış olsa da; yükselmeye başlayan kurlar,

yüksek faiz oranları, daralan yerli üretim ve

sayıları her yıl artan 20 milyona yakın, yoksullaştırılmış Türk insanıyla, karşı karşıyayız.

 

Seçim sonuçlarının kazananı olan Erdoğan için bu galibiyet;
PİRUS ZAFERİ’dir.

Bir diğer ifade ile galibiyet gibi görünen mağlubiyettir.

 

Tüm kaynakları yanlış kullanarak geldiği bu noktada,

ekonomiyi gireceği büyük türbülanstan çıkarma görevi, Erdoğan’ın üzerindedir.

 

Ancak, üzülerek söylüyorum ki;
AKP hükümeti Türk Milleti’nin son varlıklarını, 

BOTAŞ, THY, DDY gibi değerlerini de, satmaya hazırlanıyor.

 

Bunlar, modern kapitülasyonlardır.

Türk ekonomisi hızla varlıklarını ve bağımsızlığını yitirmektedir.

 

AKP hükümeti; Türk Milleti'ni kendi toprağında kiracı yapmaya çalışıyor. 

Sığınmacı tehdidi ve ekonomik tehdit, artarak devam ediyor.

 

Ak Parti’nin;
ekonomik yıkım devam ederken,

başta Suriyeliler olmak üzere;
Araplara vatandaşlık verme politikası, hızla devam edecektir.

 

Vatanımız her geçen biraz daha işgal edilecektir.

 

Sevgili Yurttaşlarımız;

AKP hükümetlerinin neden olduğu büyük yıkıma karşı,

Zafer Partisi olarak;

Türk tarihinden, İstiklal Harbimizden ve Atatürk’ten aldığımız inanç ile direneceğiz.

 

Sevgili Türk halkı, sevgili genç kardeşlerim, moralinizi bozmayın.

Artık; ne küresel güçlerin,

ne de Türk siyasi unsurlarının yok sayamayacağı, Zafer Partisi var.

 

Zafer Partisi, kuruluşundan bu yana geçen 1.5 yılın sonunda;

kıyı başını ele geçirmiştir.

 

Türkiye’nin göçmenistan olmaması için; sizi, Zafer Partisi’ne davet ediyorum.

 

Sığınmacılara yılda 11 milyar dolar harcanmaması,

8 milyar dolar insani yardım adı altında,

dünyanın değişik ülkelerine para aktarılmaması için; sizi, Zafer Partisi’ne davet ediyorum.

 

Sokaklarımızın güven içinde olması,

kadınların; eşlerimizin, kızlarımızın, annelerimizin

sokaklarda taciz edilmeden yürüyebilmesi için; sizi, Zafer Partisi’ne davet ediyorum.

 

Kiraların düşmesi, enflasyonun azalması ve

hayat pahalılığının kontrol altına alınması için; sizi, Zafer Partisi’ne davet ediyorum.

 

21 yıldır; bir mağlubiyetten, diğerine sürüklenen yurttaşlarımızı

Zafer Partisi'ne davet ediyorum.

 

Bütün; Türk milliyetçilerini, bütün Atatürkçüleri Zafer Partisi’ne davet ediyorum.

 

Zafer Partisi sizin eviniz.

Burada; 6 Ok da temsil ediliyor, 9 Işık da temsil ediliyor.

Milli üniter laik devletin yılmaz ve tavizsiz tek savunucusu Zafer Partisi’dir.

Zafer Partisi’nde, sağ-sol yok.

Zafer Partisi’nde, Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliği var.

Türk bayrağını en yükseklere taşıyacak,

Türk Milleti'nin Zaferini, birlikte kazanacağız.''







Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA