gaziantep escort
Bugun...



Sanatçılardan mağdurlara destek, siyasilerden geleceğimize köstek!


facebook-paylas
Güncelleme: 08-04-2023 09:34:40 Tarih: 24-03-2023 08:00

Sanatçılardan mağdurlara destek, siyasilerden geleceğimize köstek!

Beşiktaş Belediyesi ile beraber;

Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği, IMOGA, Devrim Erbil Vakfı ve Piramid Sanat olarak;
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin organizasyonu ile

“Anadolu’da Bir Kızım Var” başlığı altında,

tüm gelirinin deprem bölgelerindeki eğitimi kesintiye uğramış kız çocuklarına iletilecek

bir destek sergisi düzenledik. 

123 sanatçının 185 eserini içeren sergi, MKM’de (Mustafa Kemal Kültür Merkezi) açıldı. 

 

-----

 

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği,

bu dört kuruma plaketler verirken, duygulandım ve gözlerim yaşardı.

 

1980’lerin sonlarında tanıştığım Türkan Saylan;

Aysel Ekşi ve birkaç arkadaşı ile beraber ÇYDD’yi kurmuştu.

 

1990 yılının başlarıydı galiba,

yıllardır tenis dünyasından yakın dostum olan Lale Platin’i

sevgili Türkan Hanım ile tanıştırmıştım.

 

Zaten aralarında hemen muhteşem bir elektrik oluştu ve

sonsuza dek bir dayanışma ve beraberlik hattı kurdular.

İyi ki; o potansiyel dostluğu hissetmişim.

 

İşte o plaketi, bize sevgili Lale verdi.

Gözlerim yaşardı, ama belli etmemeye çalıştım.

Herhalde başardım.

Biraz yaş aldıkça daha fazla mı duygusal oldum nedir,

en beklenmedik anlarda gözlerim yaşarıyor…

 

Aklıma sevgili Türkan Hanım ile Anadolu’da kat ettiğimiz on binlerce kilometre ve 

yaptığımız sayısız konuşma geldi.

Tek hedefimiz; laiklik, demokrasi ve Atatürk devrimlerini korumaktı.

 

-----

 

Bu çok değerli sergiye eserlerini bağışlayan sanatçılarımız:

 

Adana Turani, Ahmet Özel, Ahmet Raid, Ahmet Yeşil, Ali Atmaca, Ali Özçelik,

Arzu Dağaşan, Arzu Kalkavan, Ayla Yakıcı, 

Balkan Naci İslimyeli, Barış Sarıbaş, Bedri Baykam, Bozkaya Aldaş, Bubi, Bünyamin Özgültekin,

Cem Sağbil, Ceren Selmanpakoğlu, Ceylan Mutlu,

Çağatay Bilsel, Çağla Celayir,

Deniz Gökduman, Deniz Karakurt Şekerci, Devrim Erbil, 

Ekrem Kahraman, Elif Danışman, Elvan Tekcan, Erdo Sam, Ertuğrul Akyüz,

Esila Kocaoğlu, Esmaeil Radhvand, Esranur Kılınç, Fadime Yücel,

Fatma Meriç, Fatmanur Savruk, Fehim Güler, Ferahi Mengeş, Figen Batı,

Filiz Başaran, Filiz Kirpik, Fügen Leman, Füsun Aydoğan,

Gamze Dumlu, Gaye Akkan, Genco Gülan, Gözde Eda Tekcan, Gözde Karaman,

Gül Derman, Gülcan Kolçak, Güler Özcan, Gülhan,

Hale Sontaş, Halim Kulaksız, Hilmi Şimşek, Hülya Değerbilir, Hüsamettin Koçan,

Işıl Çavuşoğlu, İdil Üstünel, İmren İyem, Jennifer İpekel, Koray Erkaya,

Levent Kırılmaz, Loya Kader Öztürkmen, Lütfü Kaplanoğlu,

Mehmet Aksoy , Mehmet Kolçak, Mehmet Ömür, Mehmet Özenbaş, Mehmet Pesen,

Mehmet Yılmaz, Melihat Tüzün, Melik İskender, Meltem Begiç, Meriç Hızal, Metin Erkan Kafkas,

Metin Tütün, Mevlüt Akyıldız, Murat Havan, Mustafa Altıntaş,

Mustafa Ayaz, Mustafa Karyağdı, Muzaffer Akyol,

Nazan Kuşçu, Nebahat Karyağdı, Neveser Özenbaş, Nevin Bayrak, Nevzat Akoral, 

Nezih Çavuşoğlu, Nilgün Gümüş, Nilüfer Çile, Nurdan Karasu Gökçe,

Orhan Taylan, Özge Günaydın, Refik Aziz,

Sait Günel, Seda Biçer, Sedat Antay, Semih Balcıoğlu, Semra Göney, Serap Can,

Seyed Davoud, Sibel Gök, Sinem Temiz, Suzan Batu, Süheyla Sabır, Süleyman Saim Tekcan,

Şevval Başalan, Şeyda Canpolat,

Tahsin Aydoğmuş, Tijen Şikar, Turan Büyükkahraman, Turbo, Tülin Onat, Türkan Akkulak,

Uğur Kayan, Ümit Dizdar, Ümit Doğan,

Yasemin Güzel, Yulia & Marat, Yusuf Taktak, Yüksel Özen,

Zahit Büyükişleyen, Zehra Başeğmez, Zeynep Yazıcı.

 

-----

 

Bu değerli sanatçıların üçü, artık aramızda yaşamıyor:

Prof. Adnan Turani,

Prof. Balkan Naci İslimyeli ve

erken yaşta kaybettiğimiz genç sanatçı, Arzu Kalkavan.

 

Onların varlığı son derece duygusal ve büyük bir katkıydı.

Değerli dostum Balkan Naci İslimyeli’yi geçen yıl 14 Nisan günü kaybettik.

Bu yıl, 14 Nisan’da Piramid Sanat’ta kendisi için bir anma gecesi düzenleyeceğiz.

 

O tarihte, sergimden dolayı; Los Angeles’te olacağım için video konferans ile katılacağım.

Bu devirde zaten pek fark etmiyor.

Balkan; geniş yüreği ve bıraktığı izlerle, aramızda yaşamaya devam ediyor. 

 

-----

 

Bugün, sanatçılar yardım ya da dayanışma organizasyonlarında eserlerini bağışladıklarında,

bu jestleri gerçektir, samimidir, somuttur ve hiçbir art ya da gizli niyet taşımaz.

 

Halbuki; 15 Şubat’ta birçok kanalın ortak yayınıyla gerçekleşen

“Türkiye Tek Yürek” yardım kampanyasında sayısız iş insanı bol keseden

3 milyon, 5 milyon, 50 milyon, 100 milyon veya milyar liralık, bağışlar yaptılar…

 

Ne var ki; bir kısmı bunu sözde yapmış.

Televizyonlarda havalarından geçilmezken,

şimdi maalesef duyuyoruz ki;

o insanların birçoğu ortadan kaybolmuşlar ve bu paraları ödememişler…

 

Bana sorarsanız, tabii ki ifşa edilmeleri lazım.

Çünkü; bundan daha büyük ahlaksızlık olamaz.

Ülkece yaşadığımız bu korkunç dramı bile;
kendi egolarını şişirmek ve televizyonlarda geniş kalpli bonkör iş adamı havasını satmak için

bir vesile olarak kullananların, yatacak yerleri yok!

 

-----

 

Bu yüzden her çapta insanımıza sesleniyorum.

MKM Beşiktaş Çağdaş Galerisi'ne gelin ve gerçekten somut desteğinizi;

üstelik, karşılığında güzel bir sanat eseri alarak, vermiş olun;

gelemiyorsanız veya başka bir şehirde iseniz, bedri.baykam@gmail.com adresine yazarak,

PDF dosyayı talep edin ve size tüm eserlerin görselleri ve fiyatlarını iletelim.

 

Böylece; ÇYDD aracılığıyla desteğiniz, gencecik talebelerin hayatına ışık katsın.

Gelin, bunu gövde gösterine dönüştürmeden gerçekleştirelim.

Gördüğüm kadarıyla; medya bu tür eğitime destek organizasyonlarının

artık modasının geçtiğini düşünüyor olmalı ki;

tek bir televizyon kanalı kamera yollamadı o açılışa…

 

Ama bunun bir önemi yok.

Ben inanıyorum ki;
sizler gösteriş ya da şov için değil,

sanat ve eğitime katkı diyaloğu üzerinden, samimi hassasiyetlerle;

o çocuklarımızın eğitim hayatına dokunmak isteyeceksiniz.

 

FABRİKA AYARLARINA DÖNERKEN YENİ “AĞIR”ÇATLAK İSTEMİYORUZ!

 

Evet, sözün namus olduğu eski Türkiye’nin onurlu zamanlarını

henüz; kimse unutmamış.

 

Bahsettiğimiz TV yayınında yardım şovu yapıp,

sonra paraları vermeden kaçan sahte iş adamları;

son 40 yılda adım adım bizi kuşatan köşeyi dönmecilik, 

riyakarlık, kendini inkar etme, iki yüzlülük gibi hastalıkların tezahürüdür.

 

Halbuki; Salı akşamı sergi açılışında konuşma yapan sanatçıların her biri,

14 Mayıs’ta tekrar ülkenin aydınlık ve gerçek özüne,

yani; fabrika ayarlarına dönüşün öneminden söz ettiler.

 

Gençlerimiz halkımız, sanatçılarımız, aydınlarımız, özgürlükçü insanlarımız,

her biri; 14 Mayıs’a, Kurtuluş Günü olarak bakıyorlar.

Ve kesinlikle yol kazası istemiyorlar!

 

Tabii ki burada sözümüz politikacılara…

hem de öncelikli muhalefet kanadını temsil eden politikacılara…

 

-----

 

Bir de tabii, yaşanan kriz başlangıcı var…

İYİ Parti'li Yavuz Ağıralioğlu’nu dinlerken, kulaklarıma inanamadım! 

Sanki; Akşener krizini, küçük çaplı yeniden tedavüle sokmak için fırsat kolluyormuş!

 

Bir insan, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına veya partisi’nin kararlarına bu kadar itiraz ediyorsa;
ya partisinden istifa eder, ya da bir köşeye çekilip, görev talep etmez ve susar.

 

Ben, bu kadar kritik bir dönemde;
bir partide önemli bir mevkide olup,

bu denli sorumsuzca davranabilen birini az gördüm.

 

Sanki kendisi, yandaş medyaya ve Erdoğan’a malzeme sağlamak için “ağır” bir uğraş veriyor. 

Millet İttifakı’nın duruşundan bu kadar rahatsız olduysa;

Hulki Cevizoğlu’nun yolunu takip edip, Cumhur İttifakı’nın kapısını zorlayabilir!

 

-----

 

Lütfen biraz kendinizi kontrol altına alın.

Hatırlarsınız,

Akşener krizi yaşandıktan sonra kaleme aldığım makalede,

şu satırlara yer vermiştim:

 

“Tabi yaşanan üç günlük kaosun yarattığı aşıyla

krizden güçlenmiş çıkanlar, şunu hiçbir zaman unutmamalılar: 

 

Zannetmesinler ki;
ikinci bir kriz onları daha da güçlendirecek!

Türk halkı; umutsuzluklarının arasında onlara bu krediyi verdi ve

olumsuzlukları süngerle sildi.

 

Ama; sakın, Cumhur ittifakının da ağzına sakız olmuş bu 72 saatin

bir benzerini tekrar yaşamaya kalkmasınlar!”

 

SAYIN YAVAŞ, AMAN DİKKAT LÜTFEN…

 

İşte bu nedenle, şimdi dikkatle tekrarlıyorum:

Mesela; Ağıralioğlu dışında, sayın Yavaş’a konuşuyorum,

lütfen aklınıza gelen her şeyi kamuoyu ile paylaşıp;

artık, her şey netleştikten ve anlaşıldıktan sonra, yeni fikirler ortaya atmayın. 

 

Çünkü o zaman; siz bunu ne kadar iyi niyetle yaparsanız yapın,

toplumda sebep olduğunuz düşünce şu:

“Demek bunlar ne yaptıklarını bilmiyorlar,

her söylediklerini yarın sorgulayabilirler, yaptıkları hiçbir şeyden emin değiller”…

 

Herhalde bunu istemezsiniz değil mi, sayın Yavaş? 

 

-----

 

Bu nedenle; muhalefet kanadındaki tüm siyasilere sesleniyorum:

 

Her birinin adını vermeme gerek yok.

Lütfen artık; her konuda on kere düşünün, bir kere konuşun.

O anda, sözün şehvetine kapılıp;

ilginç ve yaratıcı görünmek için ortalığı bulandırıcı cümlelerden, “parlak fikirlerden” uzak durun!

 

Türkiye’nin bunlara değil;
sükunete ve 14 Mayıs gecesine en sakin planlı ve güvenli şekilde hazırlanmaya ihtiyacı var artık.

Elinizdeki süngerle, sürekli olarak oluşturulan planları kara tahtadan silmeye kalkışmayın,

çok kötü duruyor. 

 

ŞU AN; HALKIMIZA ve MUHALİF SİYASİLERE DÜŞEN İKİ ÖDEV VAR

 

Önce, halkımıza seslenmek istiyorum:

Her ne kadar anketlerde şu anda Kılıçdaroğlu çok net şekilde önde gözükse de, 

ortada şımaracak veya rehavete düşecek hiçbir durum yok.

 

Çevremizde hala konuların vahametini anlamadan gezinen kararsızlar,

boş oyatacağım diyenler,

“Ben seyahatte olacağım, oy vermeyeceğim” diye nutuk atanlar mevcut.

 

İşte onların her birini ciddiye alarak, üzerlerine gitmek ve

onlara oy verdirmek boynumuzun borcu. 

 

-----

 

O muhalif siyasilere gelince,

Şundan emin olabilirsiniz ki; bugün halk size,

öncelikle; Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda neden tepki vermediğinizi soruyor!

 

Unutmayın ki;
ortada tek değil, iki büyük sorun var.

 

Konu, yalnız anayasaya göre Erdoğan’ın üçüncü kere adaylığını koyamayacağı değil.

Unutmayalım ki;
her yerde dönen bilgileri ve videoları ele aldığımızda, hala görüyoruz ki;
sayın Erdoğan’ın, kamuoyuna sunabildiği bir yüksek tahsil diploması olmadığı gibi,

bu yüksek tahsili yaptığı döneme ait;
bilgi, belge, fotoğraf, gerçek şahit gibi reel izler de ortada yok.

 

Demek ki; bu iki gerekçe, birbirinden tamamen bağımsız ve

her ikisi de bir diğeri kadar önemli.

 

Yani; AKP’nin ve Cumhur İttifakı’nın adayının Erdoğan olmaması için

iki farklı büyük engel var ve bunu görmezden gelmek, mümkün değil…

 

 

Bedri Baykam







Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA