gaziantep escort
Bugun...



'İş yapış şeklimizi, günün gerekliliklerine göre güncellememiz gerekir'


facebook-paylas
Güncelleme: 07-01-2024 16:59:26 Tarih: 23-12-2023 17:30

'İş yapış şeklimizi, günün gerekliliklerine göre güncellememiz gerekir'

PLAT Derneği Yönetim Kurulu Başkanı M. İmer Özer

 

 

Özel markalı ürünler (Private Label)

sektörünün ülkemizdeki temsilcisi konumunda olan

PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği

tarafından 8’incisi düzenlenen zirve,

Pınar Altuğ’un sunumuyla gerçekleşti.

 

Türkiye’nin önde gelen

FMCG üreticilerinden ve tedarikçilerinden oluşan

PLAT Derneği Üyeleri’nin;

Ulusal ve Yerel Perakende Zinciri yöneticileri ile

bir araya geldiği etkinlikte,
Private Label sektörüne yönelik;

değerlendirmeler, araştırmalar ve sorunlar; masaya yatırıldı.

 

 

PLAT Derneği Yönetim Kurulu Başkanı M. İmer Özer,

8. Private Label Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmasında;

sektörel olarak yaşanan sıkıntılara,

sektörün tüm paydaşları ile birlikte çözüm üretebileceklerine vurgu yaptı.

 

2023 yılının, zor bir yıl olduğunu söyleyen Başkan Özer;

“Depremler, ekonomideki gelişmeler ve

daha birçok konuyu göz önüne aldığımızda; 2023 yılı, zor bir yıl oldu.

 

Hem kendimiz, hem de şirketimize bir değer katmak adına; burada bulunuyoruz.

Bu organizasyonların en önemli noktası;
bir araya gelerek, sektörel olarak yaşadığımız sıkıntılara, 
birlikte çözümler üretebilmek.

 

Meseleleri mesele etmezseniz, ortada mesele kalmaz yaklaşımından ziyade;
sorunları 
gündeme aldığımızda,

çözemeyeceğimiz bir sorun olmadığını düşünüyor,

meseleleri mesele edelim istiyorum.” dedi.


Private Label sektörünün sürprizleri pek sevmediğini dile getiren Başkan Özer,

“Canınızın sıkıldığı yere giderseniz, hayat bereketlenmeye başlar.

Şirketler, yanlış yaptıkları için değil;
bir zamanlar başarıyı getiren doğru şeyleri,

uzun süre yapmaya devam ettikleri için başarısız olur.

 

Bu nedenle;
iş yapış şeklimizi günün gerekliliklerine göre 
güncellememiz gerekir.

 

Private Label ürünler;

kabul edilebilir kalitedeki ürünleri markalı ürünlere kıyasla,

çok daha makul fiyatlara tüketiciyle buluşturuyor.

 

Bu da; hem enflasyonun frenlenmesini,

hem de tüketicinin alım gücünün arttırılmış olmasını, beraberinde getiriyor.

 

Bu sebeple;

yüzde 28 oranında görünen Private Label pazar payını,

daha yükseklere taşımamız gerekiyor.” şeklinde konuştu.

 


Program; NielsenIQ Türkiye Genel Müdürü Didem Şekerel Erdoğan ve

NielsenIQ Türkiye Perakende Hizmetleri Direktörü Serhat Sükan’ın

değişen dünyada tüketici önceliklerini ve

private label pazarında yaşanan değişimleri ele aldığı sunumuyla, devam etti.

 

2023’e damga vuran ve 2024’e ışık tutacak trendleri

katılımcılarla paylaşan Didem Şekerel Erdoğan,

yılın ilk 10 ayında, sigara alkol hariç; Türkiye FMCG pazarının %84 büyüdüğünü belirtti.

 

Erdoğan, bunun 6 puanlık bölümünün hacim büyümesinden kaynaklandığını paylaşırken;

Türkiye’nin, güçlü hacim büyümesiyle;
dünya ve Avrupa pazarlarından pozitif olarak ayrıştığının altını çizdi.

 

Alışverişçilerin; 2023 yılında, Private Label ürün dünyası içerisinde

farklı fiyat segmentlerine geçişler yaptığını belirten Erdoğan,

markalı ürünlerde olduğu gibi Private Label ürün gamında da

farklı fiyat ve ürün segmentasyonlarına gitmek için, doğru bir zamanda olunduğunu vurguladı.


Tüketici harcamalarının;

ev dışı tüketimden, ev içi tüketimine kaydığını belirten

Didem Şekerel Erdoğan ve Serhat Sükan, yaptıkları değerlendirmede;
bu durumun, markalar açısından bir fırsat olduğunun,

perakende ürünlerin ise; bu tercihlerde daha odakta bulunduğunun altını çizdi. 

 

Müşterilerin, ihtiyaçlarını karşılamak açısından

Private Label’e yöneldiğini söyleyen Erdoğan ve Sükan,

Türkiye’de yapılan araştırmalarda;
son 12 ayda, farklı market markalarını deneyenlerin sayısında, artış olduğunu belirtti. 

 

Tüketicilerin yüzde 71’inin,

daha uygun bir market markasına geçtiğinin belirtildiği değerlendirmede;

tüketicilerin, market markalı ürün alma motivasyonları arasında;

fiyat ve kalitenin öne çıktığı belirtildi.

 


Zirvenin sabah oturumu;
BKM Mutfak üyelerinden, deneyimli oyuncular;
Gülhan Tekin, Rüştü Onur Atilla, Cemile Canyurt Kaya ve Onur Buldu’nun

sektörde yaşananları konu aldıkları skeçleri ile tamamlandı.

Tecrübeli oyuncular, izleyenlere eğlenceli anlar yaşattı.

 

Perakende sektörünün merakla beklenen buluşmasında,

öğleden sonra gerçekleştirilen oturumlarda ise;

A101 Satınalma ve Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Aziz Şahin,

Migros Grubu Pazarlama İcra Kurulu Üyesi Ekmel Nuri Baydur, 

CarrefourSA Genel Müdür Yardımcısı Murat Dinçer ve

Ekonomist Prof. Dr. Daron Acemoğlu, açıklamalarda bulundu. 



A101 Satınalma ve Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Aziz Şahin,

tüketicilerinin ilgilerinin private label ürünlere yöneldiğini belirttiği konuşmasında,

private label markaları ve üreticilerinin, Türkiye’nin büyümesine katkı sağladığını dile getirdi.

 

Şahin açıklamasında,

“Bütün haneler, ne olursa olsun private label alıyor ve kullanıyor.

Özel markalı ürünler; indirim marketlerinin tercih edilmesinde,

giderek daha da önemli hale geliyor. 

 

Tüketicilerin yüzde 37’si,

bir önceki seneye göre; daha fazla özel markalı ürün satın alıyor.

 

Bu tablo;
bizim, 
önümüzdeki yıllarda nasıl bir yöne doğru gideceğimizi gösteriyor.” ifadelerine yer verdi.


Marka ve özel markalı ürünler arasında fiyat farkı açıldıkça,

yerel markalar ve yeni özel markalı ürünler için fırsat doğduğunu belirten Şahin,

“2024’te; Mehmet Şimşek Bakanımızın ifade ettiği gibi

ekonomide bir soğuma olacak ve talepte bir daralma olacak.

Bu daralmada, özel markalı ürün talebinde artış bekliyoruz.” şeklinde konuştu.

 


A101 Satınalma ve Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Aziz Şahin’den sonra;
sahneye gelen, Migros Grubu Pazarlama İcra Kurulu Üyesi Ekmel Nuri Baydur ise;
ithalata dayalı ürünlerin, yerli olarak üretilmesi gerektiğini savundu.

 

Migros için private label ürünlerin çok kıymetli olduğu söyleyen Baydur,

“Siz değerli üreticilerimizle birlikte;

yoğun iş birliği ile halkımızın hayatını kolaylaştırmak ve

hayat kalitesini artırmak için neler yapabileceğimiz konusunda çalışıyoruz.

 

Bizim için private label ürünlerin marka ürünlerden hiçbir farkı yok,

hatta; pozitif ayrıcalığı var.

 

Migros ekosisteminde yer alan PL üreticileri,

uluslararası standartlara ulaşmış demektir. 

 

Sizlerle birlikte perakendeyi birlikte götürmek,

her zaman kol kola çalışmak zorundayız.

 

Şirket olarak; bir sloganımız var.

‘Bizim memleketimize borcumuz var.’

 

İthal ürünlerin Türkiye’de üretilmesi gerektiği düşüncesindeyiz.

Ben inanıyorum ki;
önümüzdeki dönemde,

Türkiye yeni ithalat ürünlerini de bitirecek ve kendi üretecek.” açıklamasında bulundu.


Özel markalı ürünlerin en önemli yanının;
bu topraklardan alınanı tekrar bu topraklara geri vermek olduğunu hatırlatan

CarrefourSA Genel Müdür Yardımcısı Murat Dinçer’in açıklamasının ana başlığını ise;
sürdürülebilirlik konusu aldı.

 

“Özel markalı ürünlere olan talep, her geçen gün artıyor.” diyen Dinçer,

“Özel markalar için en önem verdiğimiz odak noktalarından biri; sürdürülebilirlik.

Sürdürülebilirlik kapsamında;

kaliteden ödün vermeden, inovatif yöndeki çalışmalarımızı da sürdürüyoruz.

 

Özel markalı ürünlerimiz ile sadece yerli tüketicilerimize yönelik değil;
yurt
dışına da çok ciddi bir oranda ihracat yapmaya başladık.

Bu topraklarda üretilen ürünleri,

oradaki müşterilere ulaştırabilmek; en büyük hedefimiz.” şeklinde konuştu.

 


Yapay zekâ ve verimlilik konusunu merkezine alan konuşmasıyla zirvenin kapanışını yapan

Ekonomist Prof. Dr. Daron Acemoğlu ise; yaptığı açıklamada,

şu ifadelere yer verdi:

 

“Türkiye’de yeterince verimlilik üretemiyoruz.

Bunun nedeni, teknolojiyi verimli kullanamamamız.

 

Türkiye’nin şu anda en güçlü olduğu nokta; dinamik, genç bir nüfusa sahip olması.

Türkiye’nin önünde 20 yıllık bir pencere var.

20 yıl sonra yaşlanan bir nüfus ortaya çıkacak.

Dolayısıyla; bu süreçte verimliliğin artırılması gerekiyor.


Verimliliğin daha önem arz edeceği 2020’lı senelere girerken;
biz, henüz; temel verimlilik problemlerini çözebilmiş 
değiliz.

 

Eğer;

üretkenliği artıramazsanız,

teknolojiyi doğru kullanamazsanız; ücretler yüksek olur.

Fakir artar, eşitsizlik yaşanır.

 

Yaşlanan ülkeler, yavaşlamak yerine; aslında daha hızlı büyüyorlar.

Bunun da çok basit bir nedeni var.

Bu da; otomasyon.

 

Otomasyon, teknolojinin doğru kullanılması sayesinde;
eskiden gençlerin yaptığı işleri, makinelerin 
yapması anlamına gelebilir.

 

Kore, Almanya, Singapur gibi yaşlanan ülkeler, çok hızlı otomasyona geçiş yapıyor ve 

aynı zamanda; ellerindeki iş gücünü de doğru kullanmaya çalışıyorlar.

 

Yapay zekâ kullanımında;
insanı tamamen ortadan 
kaldırmadan,

ona yardımcı olacak şekilde kullanmak, verimliliği artırıyor.


Son zamanda, enflasyonun artmasıyla birlikte; faizler de artmaya başladı.

Yüksek faizli bir dünya ekonomisine, adapte olmamız lazım.

 

Küreselleşmiş bir dünyada yaşıyoruz.

Türkiye şu anda, dünyanın tedarik zincirinin bir parçası.

Ama; çevremizdeki tedarik zinciri sürekli değişiyor.

 

Çin ve Amerika rekabeti, Çin’de olan ihracatın düşmesine sebep oldu. 

Bunun yerini, Tayvan ve Vietnam aldı.

Türkiye’nin bu yeni değişen zincirde, kendine bir yer bulması lazım.

Bu; hem bir fırsat, hem bir tehdit.

 

Çünkü; Türkiye’nin, şu anda Vietnam ile rekabet edecek teknolojik altyapısı yetersiz.

Eğer; doğru yatırımlar ve doğru adımlar atılırsa,

Türkiye’nin yüksek bir potansiyeli var.“







Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER EKONOMİ Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA