gaziantep escort
Bugun...



'Diyabet tanısı olan bir kişi, en az yılda bir defa detaylı göz muayenesi yaptırmalı'


facebook-paylas
Güncelleme: 04-01-2023 16:56:41 Tarih: 14-11-2022 14:49

'Diyabet tanısı olan bir kişi, en az yılda bir defa detaylı göz muayenesi yaptırmalı'

Günümüzde sıklıkla karşılaşılan ve her yaşta görülebilen diyabet hastalığı nedeniyle;
her yıl, bir milyondan fazla kişi hayatını kaybediyor.

 

Hastalığın risklerine rağmen;
ne yazık ki, çoğu hasta diyabet olduğundan haberdar bile değil.

 

Diyabetle mücadele için en önemli faktörün başında ise;
yaşam tarzını değiştirmek geliyor.

 

14 Kasım da, bu farkındalığı arttırmak için Dünya Diyabet Günü olarak kabul ediliyor.


Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) 2014 verilerine göre;
dünya çapında 422 milyon kişi diyabetle yaşıyor.

Bu sayı, 40 yıl önceki verilerin dört katından fazla.

 

Her yıl en az 1,5 milyon kişi;

doğrudan diyabete bağlı nedenlerden, hayatını kaybediyor.

 

Kandaki şekerin işlenememesinden kaynaklanan diyabet veya

halk arasındaki ismiyle şeker hastalığı, kontrol altına alınmadığında;
kalp krizi, inme, böbrek yetmezliği ve hatta körlük gibi kötü sonuçlara yol açıyor.

 

Diyabetin;
katarakt, bulanık görme, gözün sinir dokusu olan en derindeki retina tabakasında hasar,

glokom, görme sinirinde etkilenme, göz kaslarında felç ve çift görme olmak üzere;
gözlerde birden çok hastalığa neden olduğunun altını çizen,

Göz Hastalıkları ve Retina Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Nur Acar Göçgil,

hastalıkla mücadelede erken teşhis ve tanının, önemini vurguladı.

 

Özellikle; iyi kontrol edilmeyen diyabet hastalığına bağlı olarak ortaya çıkan ve

görmede ciddi kalıcı kayıplara yol açabilecek bir göz hastalığı olan

diyabetik retinopati ile ilgili uyarılarda bulunan, Prof. Dr. Nur Acar Göçgil;

“Gözün retina tabakası çok iyi beslenmesi gereken,

beyin gibi hızlı çalışan, hassas bir dokudur.

 

Kontrolsüz ve uzun süreli diyabette, retinanın kan dolaşımı bozulur.

Hem damarlardan sıvı kaçağı başlar ve sarı noktada ödem gelişir,

hem de ince damarlarda tıkanmalar oluşur.

 

Retinanın beslenmesi bozulunca;
vücut yeni damarlar yapmaya çalışır,

ancak; bunlar çabuk kanayacak, anormal damarlardır.

 

Retina üzerine veya göz içine kanadıklarında;
hızla retinada hasar, 
çekinti ve görmede kalıcı kayıplara yol açarlar.

Retinanın etkilendiği tüm bu duruma, ‘Diyabetik Retinopati’ diyoruz.” 

değerlendirmesinde bulundu.

 

Diyabetik retinopatinin;
şeker hastalığında sıklıkla karşılaşılan görme kaybının

en önemli sebebi olduğunu belirten  Prof. Dr. Göçgil;

“Şeker hastalığının gözleri etkileyen komplikasyonu olarak karşılaştığımız,

diyabetik retinopati; tedavi edilmediğinde, ciddiyeti giderek artıyor.

 

DSÖ (WHO)’nün verilerine göre;
yaşayan her 10 diyabet hastasından biri, 
görme engelli.” dedi.

 

Hastalığının her iki gözü de etkileyen bir hastalık olduğunu belirten,

Prof. Dr. Nur Acar Göçgil;

“Diyabetik retinopati, 2017 DSÖ verilerine göre;
Avrupa bölgesinde önlenebilen en sık görme kaybı ve körlüğün nedenidir. 

 

Hastalığın erken teşhisi, ancak detaylı bir göz muayenesiyle mümkündür.

Hasta, görmesinde azalma farkettiğinde ise; zaman kaybetmemelidir.

 

Diyabetik retinopati hastalığında başlıca görülen şikayetler;
bulanık görme ve giderek bu 
bulanıklığın artması,

görüşte yaşanan dalgalanmalar,

görüntüde lekeler ve çizgiler, uçuşmalar,

anlık görme kayıpları, 

eğri görme ve renkleri bozuk görme, şeklinde karşımıza çıkmaktadır.” açıklamasında bulundu.

 

“Tüm dünyada önerilen;
diyabet tanısı konulduğunda, hemen detaylı bir göz muayenesinin yapılıp,

retinanın da incelenmesidir.” diyen Prof. Dr. Göçgil;

“Diyabet tanısı konduğunda bile;
çoğu zaman, hastalığın bir geçmişi 
olmaktadır ve

bizler göz doktorları olarak; bazen rutin muayenede,

diyabetik retinopatiyi ve özellikli kataraktı görüp;
diyabet tanısı için hastamızı endokrin doktoruna yönlendirmekteyiz.

 

Diyabet tanısı olan bir kişinin,

en az yılda bir defa detaylı göz muayenesi yaptırması gereklidir.

Erken tanı, erken tedaviye ve görmeyi korumaya olanak sağlar.” şeklinde konuştu.


Diyabetik retinopati tedavisinin, hastalığın türüne ve şiddetine bağlı olarak;
değişiklik gösterdiğini belirten Prof. Dr. Nur Acar Göçgil,

açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:


“Diyabetik retinopatik,

hastalığın ciddiyetine göre; karşımıza farklı tablolarda çıkmaktadır.

 

Erken diyabetik retinopatide,

hastalık hafif ya da orta dereceli seyreder;

sarı noktada tutulum yoksa, hastanın görmesi iyi seviyededir.

 

Retinanın düzenli takibi gereklidir.

Kan şekerinin düzenli kontrolü ve iyi seyretmesi ile

hastalık gerileyebilir ya da ilerlemesi yavaşlatılabilir.

 

Gerektiğinde;
göz içine ödemi düzeltici ilaç enjeksiyonları veya 
lazer tedavileri yapılır.

 

Hastalığın ikinci tip olan, ileri ve proliferatif diyabetik retinopatide ise;
retina uzmanı tarafından en kısa sürede 
uygun tedaviye başlanmalıdır.

 

Argon lazer tedavileri, ömür boyu kalıcıdır.

Göz içi ilaç enjeksiyonları ile birlikte uygulanabilir.

 

Kan şekerinin ve varsa hipertansiyonun,

kontrol altında tutulması vazgeçilmezdir.

 

Eğer; lazer tedavisi yapılamayacak kadar yoğun,

göz içinde kanama veya retinada çekintiler, kopma ve ayrılmalar olmuşsa;
zaman kaybetmeden 
cerrahi tedavi gerekir.

 

Vitrektomi dediğimiz ve

retina cerrahisinde uzmanlaşmış göz doktorlarınca yapılan bu ameliyatla,

gözün arka boşluğuna olmuş kanamalar temizlenir;

retinaya çekinti yapan zarlar alınır ve ayrılan retina, yerine yerleştirilir.

 

Cerrahi sırasında özel aletlerle içeriden lazer yapılır;

gerekirse, ilaç enjeksiyonu uygulanır.

 

Vitrektomi;
ileri teknolojinin kullanıldığı, uzmanlık gerektiren hassas bir mikrocerrahi tekniğidir.

 

Son yıllarda; hem teknolojideki hızlı gelişmeler,

hem de cerrahi tecrübenin artmasıyla;
vitrektomi cerrahisinde başarı oldukça artmıştır. 

 

Ancak; görmenin artması için

iyi bir cerrahi uygulanmasının yanı sıra;
ameliyatın zamanında, geç kalınmadan yapılması 
ve

hastanın sistemik durumunun kontrol altında olması, çok büyük önem taşır.

 

Unutulmamalıdır ki;
görme duyusu en 
önemli duyumuzdur.

 

Görme kaybı ve körlük;
hem sosyal, hem de ekonomik anlamda toplumun verimliliği düşürmekte; 

hastanın yaşam kalitesini, çok ciddi azaltmaktadır.”







Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SAĞLIK Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA